Bu bozukluk DSM’e ilk defa DSM-V(APB, 2013) ile Beslenme ve Yeme Bozuklukları kategorisinden girmiştir.Temel semptomlar tıkınırca yeme atakları üzerinde şekillenmiş olup bu bozukluğa sahip kişilerde tıkınırcasına yeme kaynaklı kilo almayı engellemek için telafi edici davranışlar sergileme görülmez.Bu bozukluk kişilerin yaşamında ciddi seviyelerde bozulmalara yol açar.Başka psikolojik rahatsızlıklarla,fiziksel sorunlarla ve özellikle obezite ile bir ara görülebilen bir bozukluk olan Tıkınırcasına Yeme Bozukluğunun bu kadar önemli olmasına karşın,bir kişide bu bozukluğun belirlenmesi,tanı konması ve tedavi edilmesi açısından yapılan çalışmalar yetersiz kalmaktadır.DSM-V(APB,2013) tanımlamasına göre bu bozukluğun temel yapı taşı olan tıkınırcasına yeme,bir kişinin başkaları ile karşılaştırıldığında aynı zaman ve benzer ortamlarda, belirli bir zaman dilimi içinde başkalarının yiyebileceğinden çok daha fazla miktarlarda yemek tüketmesi ve kişinin bu davranışı sergilerken kontrolünü kaybetmiş hissi olması olarak belirtilmişti (Hilbert, 2019).
DSM-V(APB, 2013) göre, A kriterleri olarak tanımlanan belirli zaman içerisinde başkalarının tükebileceğinden fazla yiyecek tüketmek ve kontrol kaybetme duygusuna eşlik etmesine gereken ve B kriterleri olarak adlandırılan beş özellik vardır.Bu özellikler; normalden aşırı şekilde hızlı yiyecek tüketme, Tokluk hissi artık rahatsızlık düzeyi yaratacak duruma gelene kadar yeme, Açlık hissi olmaksızın normalden çok fazla yeme, Utanç duygusu yüzünden yemekleri kendi başınayken tüketme, Yeme davranışı sonrası kişinin kendisine karşı hissettiği çökkünlük,tiksinme ve en üst seviye suçluluk duygularıdır. Hastalık tanısı konmada A kriterlerinin tamamının ve B kriterlerinin en az üçünün üç ay içerisinden haftada en az bir kez görülmesi,tıkınırcasına yeme ataklarını telafi edici hareketler görülmemesi ve kişinin yaşamında belirgin bozulmalar olması gerekmektedir (APB, 2013)
Dünya Sağlık Örgütü(WHO) tarafından yürütülen ve 14 ülke,4 kıtayı kapsayan bir çalışmada bu bozukluğun yaşam süresince görülme sıklığı %1.4 bulunmuştur.Bu oran özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde(USA) %2.6 oranında seyretmektedir ( Guerdjikova et al., 2017).
Bu bozuklukta kişiyi ele geçiren kontrol kaybetmesi duygusunun temeli, kişiye yiyeceklerin aşırı derece cezbedici gelmesinden kaynaklanır.Bu cezbedicilik durumu kişideki kontrol mekanizmasını başarısızlığa uğratır ve kişi tıkınma atakları geçirmeye başlar.Kontrol kaybının en önemli sebeplerinden biri de dürtüsellik olabilir.Dave ve Loxton(2004) tarafından bulunan iki temel dürtüsellik için risk faktörü olabilecek öğe madde kullanımı ve yeme bozuklukları geliştirmede risk olarak değerlendirebilecek öğelerdir.Bu öğelerin ilki ödül hassasiyeti ikincisi ise aceleci ve spontan dürtüselliktir.Ödül hassasiyeti, kişinin yiyeceği bir ödül olarak görmesi,aceleci-spontan dürtüsellik ise kişinin yiyecekler karşısında ilerisini düşünmeden, tam anlamıyla kontrolü istemsizce bırakması ile açıklanabilir..Ayrıca bu bozukluğa sahip kişide kilo olma ya da dışardan vucüt görünüşü ile yaşanan içsel duygu,düşünme çatışmalarının tıkınma atakları için zemin hazırlaması, kişilerin yiyeceklere bir ödül gibi yaklaşıp onları isteme, yeme ihtiyaçlarını arttırması ile gelişen kişinin yiyecek karşısında kontrol kaybı yaşayıp tıkınırcasına yeme ataklarına başlamasıda örnek olarak verilebilir.Burda değinilmesi gereken bir diğer nokta ise hem olumlu duygu düşüncelerin hemde olumsuz duygu,düşüncelerin kişide tıkınma ataklarını başlatabilecek olmasıdır.Olumlu her duygu ya da durum haz’a bağlı yeme istediğini attırabilir.Olumsuz her duygu ya da durum ise kişide yeme davranışının anında tetiklenip, durdurulamaz bir noktaya gelmesine sebebiyet verebilir ( Svaldi, Naumann, Trentowska ve Schmitz, 2014).
Tedavi
Bu bozukluğun tedavisinde araştırılmış,etkinliği görülmüş bir çok tedavi yöntemi bulunmakla beraber en sık kullanılan tedavi yöntemleri şunlardır;
2.1.5.1. Kabul ve Kararlılık Terapisi(KKT)
KKT, TYB tedavisinde kullanılan yöntemlerden biri olmakla beraber, BDT üzerine birtakım kabul ilkeleri ve bilinçli farkındalık geliştirme yöntemleri eklenmiş bir tedavi türü olarak görülebilir.Bu terapi yöntemi işlevsiz duygulara odaklanma ve davranış düzenleme öğretimi süreçleri ile kişilerin işlevselliklerini arttırma üzerinde durur. Sağlıksız yeme davranışları sergilemek gibi duyguları yönetme çabalarını bir kenara bırakarak, tüm duyguların o an özgürce yaşanmasını sağlamak tedavide hedeflerin başında gelir.Kişinin vucüt görünüşü sebebiyle insanlarla etkileşim kurmasını engelleyen duygu ve düşünceler kaynaklı sosyal ortamlardan kaçınmasını engellemeye çalışır ve kişinin görüntüsü ile bütünleşmesini sağlamaya odaklanır. (Hill et al. 2015).
Bilişsel Davranışcı Terapi
BDT kişinin içerisinde bulunduğu, kısıtlayıcı yeme,tıkınırcasına yeme, kilo ve görünüş endişeleri döngüsüne dikkat çekerek hastayı bu döngüden kurtarmayı amaçlar.Kişiye düşüncelerindeki çarpıtmaların bu tıkınma ataklarına sebebiyet verdiği gösterilmeye çalışılır ve sağlıklı tepki davranışları öğrenmeleri konusunda yol gösterilir (McCuen-Wurst,Ruggieri,Allison, 2018).
Olumsuz bilişleri değiştirerek,kişinin yeme ile ilgili her alışkanlıkla barışması,kendini kısıtlama yoluyla görünümünü değiştirmeye çalışmaya yerine yeme düzeni oluşturma ya da hedefler koyma gibi yöntemlerle sağlıklı yeme davranışları edindirmeyi amaçlar. (Iacovino, 2012).
GECE YEME SENDROMU
Gece Yeme Sendromu, DSM-V içinde bilinen adıyla Gece Yemek Yeme Bozukluğu,Başka Türlü Adlandırılamayan Yeme Bozuklukları kategorisinde yer alan, bir kişinin akşam öğününü bitirdikten sonra normalden çok daha fazla şekilde gıda alımına devam etmesi ya da gece uykusundan uyanıp bilinçli bir şekilde gıda tüketmeye başlaması ile karakterize bir rahatsızlıktır.Burda ayırıcı nokta kişinin yeme davranışlarını bilinçli bir şekilde gerçekleştirmesidir.Bu rahatsızlıktan dolayı kişilerin hayatlarında sorunlara ve işlevselliğinde bozulmalara sebebiyet verir.Bu rahatsızlıkta görülen yeme düzensizliği başta TYB ve madde kullanım bozuklukları olmak üzere başka psikolojik rahatsızlıklar sebebiyle meydana gelmemiştir.Bir sağlıksal sorunun ya da ilaç kullanımının sonucu değildir (APB, 2013)
Bu bozukluğa sahip kişiler genelde tıkınırcasına yiyen kişiler olmakla beraber TYB ile arada fark yaratan nokta bu hastaların genelde gece çok fazla miktarda yiyecek tüketmelerine rağmen bunun her zaman tıkınma atağı şeklinde olmamasıdır.Hastalar yeme davranışlarını kontrol edemez, yemek yedikten sonra suçluluk ve utanç duygusunu çok fazla deneyimler.Hasta yeme davranışını gizlemeye çalışır ve yemek ile ilgili delilleri yok etmek ister.Tüketilen miktarın çoğu akşam yemeğinden sonra tüketildiği görülmüştür..(Milano et al., 2012)
Depresyon bu hastalık için risk olabilecek bir unsurdur.Yapılan çalışmada katılan GYS hastalarının %70 depresyon belirtileri de göstermektedir.Ayrıca ihmal ve duygusal taciz gibi psikolojik unsurlar yükselmiş depresyonla beraber GYS hastalarında görülen unsurlardandır.Çocukluk çağı obezitesi yetişkinlik dönemi obezitesi ile birebir ilişkili bir kavram olmakla birlikte çocukluk çağında görülen depresyon ve özgüven düşüklüğü ile ilişkili bir kavramdır. (Cleator et al., 2012).
Dürtüsellik direkt olarak GYS ile ilişkisi kanıtlanmış bir psikolojik durum olmamakla beraber kişilerin kontrollerinin zayıflamasına ve yeme isteğini durduramasına sebebiyet verme gibi riskler taşımaktadır.Dürtüsellik aynı zamanda hastalıkların tedavisinde de tedavi gidişatını kötü yönde etkileyen bir durumdur. (Sevinçer et al., 2012).
Tedavi
Bilişsel Davranışçı Terapi
BDT’nin GYS tedavisinde davranışsal müdahalelerle ve kişinin sahip olduğu ve kişinin hayatını etkileyen çarpıtılmış düşüncelerin değiştirilmesiyle ilgilenir.Bu düşüncelerle çalışmak o düşüncelerin kayıt altına alınması ile sağlanır.Hastanın düşündüklerini,hissettiklerini ve davranışlarını deneyimlenen asıl olayın çerçevesi kapsamında yazması istenir.GYS hastalarında görülen gece yemek yemeliyim,uyumak için yemek yemem lazım gibi düşünceler kişilere bu düşüncelerin ne kadar gerçeği yansıtıp,yansıtmadığını kanıtlamak için bir takım deneyler yapılarak gösterilmeye çalışılır. (Berner,Allison, 2013).
Kaynakça
- AMERİKAN PSİKİYATRİ BİRLİĞİ (2013). Ruhsal Bozuklukların Tanısal Ve Sayımsal El Kitabı, Beşinci Baskı (DSM-5), Çeviri: Köroğlu, E., Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
- Berner, L. A., & Allison, K. C. (2013). Behavioral management of night eating disorders. Psychology research and behavior management, 6, 1.
- Cleator, J., Abbott, J., Judd, P., Sutton, C., & Wilding, J. P. H. (2012). Night eating syndrome: implications for severe obesity. Nutrition & diabetes, 2(9), e44-e44.
- Guerdjikova, A. I., Mori, N., Casuto, L. S., & McElroy, S. L. (2017). Binge eating disorder. Psychiatric Clinics, 40(2), 255-266.
- Hilbert, A. (2019). Binge-eating disorder. Psychiatric Clinics, 42(1), 33-43.
- Hill, M. L., Masuda, A., Melcher, H., Morgan, J. R., & Twohig, M. P. (2015). Acceptance and commitment therapy for women diagnosed with binge eating disorder: A case-series study. Cognitive and behavioral practice, 22(3), 367-378.
- Iacovino, J. M., Gredysa, D. M., Altman, M., & Wilfley, D. E. (2012). Psychological treatments for binge eating disorder. Current psychiatry reports, 14(4), 432-446.
- McCuen‐Wurst, C., Ruggieri, M., & Allison, K. C. (2018). Disordered eating and obesity: associations between binge‐eating disorder, night‐eating syndrome, and weight‐related comorbidities. Annals of the New York Academy of Sciences, 1411(1), 96-105.
- Milano, W., De Rosa, M., Milano, L., & Capasso, A. (2012). Night eating syndrome: an overview. Journal of Pharmacy and Pharmacology, 64(1), 2-10.
- Sevincer, G. M., Ince, E., Taymur, I., & Konuk, N. (2016). Night eating syndrome frequency in university students: association with impulsivity, depression, and anxiety. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni-Bulletin of Clinical Psychopharmacology, 26(3), 238-247.
- Svaldi, J., Naumann, E., Trentowska, M., & Schmitz, F. (2014). General and food‐specific inhibitory deficits in binge eating disorder. International Journal of Eating Disorders, 47(5), 534-542.